| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | descend from f. | soyundan gelmek | ||
|
Humans descend from apes. İnsanlar maymunların soyundan gelmektedir. More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | descend from f. | türemek | ||
|
A daughter language descends from another language - for example, Hindi is a daughter language of Sanskrit. Bir yavru dil başka bir dilden türemiştir; örneğin, Hintçe Sanskritçe'nin yavru dilidir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | descend from f. | kalmak | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | descend from father to son f. | babadan oğula geçmek |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | descend from someone f. | birinin soyundan gelmek |
| Öbek Fiiller | descend from something f. | bir şeyden inmek |
| Öbek Fiiller | descend from something f. | bir şeyden aşağı inmek |
| Öbek Fiiller | descend from (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden) aşağı inmek |
| Öbek Fiiller | descend from (someone or something) f. | (biri/bir şey) soyundan gelmek |
